باب
بيان أنه لا
يدخل الجنة
إلا المؤمنون.
وأن محبة
المؤمنين من
الإيمان. وأن
إفشاء السلام سبب
لحصولها
22- CENNETE MÜ'MİNLER
DIŞINDA KİMSENİN GİRMEYECEĞİNİN, MÜ'MİNLERİ SEVMENİN İMAN'DAN OLDUĞUNUN VE
SELAMI YAYMANIN SEVGİNİN ORTAYA ÇIKMASININ SEBEBİ OLDUĞUNUN BEYANI BABI
93 - (54) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
معاوية ووكيع
عن الأعمش، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة؛ قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"لا
تدخلون الجنة
حتى تؤمنوا.
ولا تؤمنوا
حتى تحابوا.
أولا أدلكم
على شيء إذا
فعلتموه
تحاببتم؟
أفشوا السلام
بينكم".
[:-192-:] Bize Ebu Bekir İbni Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Muaviye ile Veki, A'meş'den, o da Ebu Salih'den, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebu
Hureyre dedi ki:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size yapmanız
halinde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi göstermeyeyim mi? Aranızda
selamlaşmayı yaygınlaştırınız. "
Diğer tahric: İbn
Mace, 68; Tuhfetu'l-Eşraf, 12469
A.DAVUDOĞLU
AÇIKLAMA: «Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.» ifadesinin
ma'nası: îmanınızın kemal
bulması ve halinizin düzelmesi ancak birbirinizi sevmekle olur demektir. Nevevi'ye göre «İman etmedikçe cennete giremezsiniz.»
cümlesinden maksad zahiri ma'nadır.
Binaenaleyh cennete girmek için mü'min olmak şarttır.
Velevki iman-ı kamil
olmasın. Yani cennete girmek mutlak imana bağlıdır. İman-ı kamil
sahibi olmak ise mü'minlerin birbirini sevmesine
bağlıdır.
İbni Salah diyor ki: «Bu
hadisin ma'nası: sizin imanınız ancak birbirinizi
sevmekle kemal bulur. Eğer böyle iman etmedi iseniz cennetlikler doğrudan
doğruya cennete girerken sizler giremezsiniz; demektir.»
Yani, siz İman-ı Kamil ile iman etmedikçe doğrudan doğruya cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman-ı kamil
sahibi olamazsınız.
Nevevi, îbni Salah'ın
sözünü ihtimal dahilinde görmektedir. «Selamı aranızda
ifşa edin!»» ifşa etmek: dağıtmak ve yaymaktır. Bu
cümle, tanıdık olsun olmasın bütün müslümanlara adeta
saçarcasına bol bol selam vermeye teşviktir.
Selam
vermek birleşip kaynaşmanın ve sevgi celbinin en başta gelen sebeblerindendir. Müslümanların birbirleriyle tanışmaları
ve kendilerini Başka milletlerden ayıran şiarlarını meydana çıkarmaları onun
ifşası sayesinde mümkün olur. Ayni zamanda selam vermekde
nefsi tevazua alıştırma, müslümanların hürmetini ta'zim, birbirleriyle küsüşüp alakayı kesmeyi ve ara
bozmayı ortadan kaldırma gibi nice güzel ma'nalar
vardır. İnsan verdiği selamın Allah için olduğunu bilmeli ve onu yalnız eşine
dostuna değil her müslümana vermelidir.
94 - (54) وحدثني
زهير بن حرب.
أنبأنا جرير
عن الأعمش بهذا
الإسناد. قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"والذي
نفسي بيده! لا
تدخلون الجنة
حتى تؤمنوا"
بمثل حديث أبي
معاوية ووكيع.
[:-193-:] Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti. Bize Cerir, A'meş'ten bu isnatla tahdis edip dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu:
"Nefsim elinde
olana yemin ederim ki iman etmeden cennete giremezsiniz" diyerek, hadisi
(bir önceki) Ebu Muaviye ve
Veki"in rivayet ettiği hadis ile aynen zikretti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 12349
NEVEVİ ŞERHİ: Rastılullah (salIalIahu
aleyhi ve sellem): "İman etmedikçe cennete giremezsiniz ... Selamı yaygınlaştırınız"
buyurmaktadır. Diğer rivayette de: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki
iman etmedikçe (2/35) cennete giremezsiniz" buyurmaktadır. Hadis bütün
asıl nüshalarda ve rivayetlerde bu şekildedir. Yine "(...): iman etmiş
olamazsınız" buyruğunda da sonundaki nun harfi
düşmüş olarak yazılmıştır. Bu da bilinen sahih bir kullanımdır.
Hadisin
anlamına gelince, Rasülullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Birbirinizi sevmedikçe
iman etmiş olmazsınız" buyruğu, imanınız kemale ermez ve birbirinizi
sevmedikçe imandaki haliniz dosdoğru olmaz, anlamındadır.
"İman
etmedikçe cennete giremeyeceksiniz" buyruğu da, zahirinden anlaşılan
mutlak manası iledir. Gerçekten de -imanı kamil olmasa
dahi- mümin olarak ölen kimseler dışında cennete giren olmayacaktır. İşte
hadisten zahir olan anlam budur.
Şeyh
Ebu Amr (rahimehullah) dedi ki: Hadisin anlamı: Birbirinizi sevmeden
imanınız kemale eremez ve eğer siz böyle olmazsanız cennetlikler oraya
girecekleri vakit siz girmeyeceksiniz, demektir. Onun bu söylediği anlam
ihtimal içerisindedir. Allah en iyi bilendir.
"Aranızda
selamlaşmayı yaygınlaştırınız" buyruğunda selamın yaygınlaştırılması ve
tanıdık tanımadık herkese, cömertçe bütün Müslümanlara selam verilmesi büyük
çapta teşvik edilmektedir. Az önceki hadiste geçtiği gibi. Selam, kaynaşmanın
ilk sebebi, sevgiyi kazanmanın anahtarıdır. Selamın yaygınlaştırılması
Müslümanların birbirleri ile kaynaşmasına bir imkandır.
Ayrıca onları diğer din sahiplerinden ayırteden
önemli şiarlarını açığa vurmalarıdı~. Bununla
birlikte selamlaşmak ile nefis eğitilir, alçak gönüllülük ve Müslümanların
çiğnenmesi yasak olan haklarının tazimi süreklilik kazanır. Buhari
(rahimehullah) Sahihinde Ammar
b. Yasir (r.a.)'dan şöyle
dediğini nakletmektedir: Üç hasleti kendisinde toplayan imanı toplamış olur.
Kendine adaletin uygulanmasına imkan tanımak, aleme
cömertçe selam vermek ve az olandan infakta bulunmak.
Buhari'den başkaları ise bu sözü, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
ait merfu bir hadis olarak rivayet etmişlerdir. Aleme cömertçe selam vermek ve tanıdığın tanımadığın herkese
selam vermek ve selamın yaygınlaştırılması tabirleri hepsi aynı anlamdadır.
Selamlaşmanın bir inceliği daha vardır ki o da ilişkileri koparmayı, dargınhğı, kini ve günahları tıraş edici özellikteki
araların bozuluşunu ortadan kaldırmayı.ihtivc;ı
etmesidir.
Diğer
taraftan kişi selamını Allah için verir, bu hususta hevasının
peşinden gitmez, özelolarak kendi arkadaşlarına ve
sevdiklerine selam vermekle kalmaz. Şanı yüce Allah doğruyu en iyi bilendir.
(2/36)